Psikoterapi Türleri Nelerdir ve Psikoterapi için En İyi Yaklaşım Nedir?
Psikoterapi dediğimizde birçoğumuzun aklına psikoterapinin öncüsü Sigmund Freud gelir. Şüphesiz Freud’un günümüz psikoterapi dünyasında önemi 1800’lü yılların sonunda ruh sağlığı hastalarının hastanelerin zemin veya duvarlarına zincirlenerek ağır şartlar altında tedavi gördükleri bir çevreden ziyade hasta ile bir arada var olunan, hastaların duyduğu bir alan yaratmasından gelir. Onun günümüz modern psikoterapi anlayışına kuşkusuz en büyük katkısı söz ve dil aracılığı ile insanı anlamaya çalışmaktır.
Devam eden yüzyılda dünyanın düzeninin ve bireylerin öncelik ve ihtiyaçlarının değişmesi ilebirlikte psikanalizin doğuşundan itibarenbirçok farklı terapi yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Bu yazımızda bu yaklaşımların en yaygın olanlarına olabildiğince değinerek sizlerin terapi yolculuğuna ışık tutmayı amaçlamaktayız.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: Danışanın yaşadığı sıkıntılarıduygu, düşünce ve davranış ekseni çerçevesinde inceler. Güncel sorunlara odaklanılarak kendiliğe ve çevreye dair olumsuz düşünceler, adaptif inanışlar ile yeniden şekillendirilir. Olumsuz duygulara sebep olabilecek düşünceler çalışıldıktan sonra maruz bırakma, modelleme,bilinçli farkındalık gibi davranışçı teknikler uygulamaya koyulur.
- Şema Terapi: Şemalar bireyin erken dönem yaşantıları sonucunda şekillenen yaşam inanışlarından ve duygularından oluşur. Şema terapi geçmiş ve bugün arasında bağlantılar kurarak danışanın bugün yaşadığı sıkıntıları anlamlandırmaya ve uyum bozucu şemaları olumlu şemalar ile değiştirmeye odaklanan bütüncül bir yaklaşımdır.
- Psikodinamik Terapi: Temellerini Freud’un psikanalize ve bilinçdışına dair çalışmalarından alır. Semptom odaklı ilerlemekten ziyadedanışanın iç dünyasını bütünlüklü bir şekilde ele almayı amaçlar. Danışanın iç çatışmalarını, ebeveynleri ile ilişkilerini, kendiliğin görünmeyen taraflarını görünür kılmaya odaklanır. Genellikle uzun soluklu bir çalışma gerektirir.
- Satir Dönüşümsel Sistemik Terapi: Bireyin aile sistemi içindeki rollerini, tekrar eden döngüleri anlamaya ve bu döngüleri değiştirmeye odaklanır. İletişim yöntemlerini, bireyin dönüşümlerinden doğan öğrenme becerilerini, özdeğerin önemini vurgular. Kişinin içsel kaynaklarını keşfetmesine ve bu kaynaklarını sorunlarla başa çıkabilmek için kullanmasına yardımcı olur. Aileyi merkezine alarak ilerleyen bu yaklaşım çift terapisi ve bireysel terapilerde de kullanılır.
- Duygu Odaklı Terapi: Susan Johnson tarafından geliştirilen terapi modeli birey, çift ve aileler ile çalışırken uygulanabilir. Temelde duygusal döngüleri anlamlandırarak kişilerin içinde bulundukları öfke, çaresizlik, endişe, korku gibi duyguları anlamlandırmayı ve bu duyguların sahiplenilerek ifade edilmesini amaçlar. Danışanlar güvenli bağlanma ve duyguların birleştirici gücünü deneyimlerler.
- EMDR: Beynin işlemlemekte zorlandığı travmatik anıların sağ ve sol beden uyarımı gerçekleştirerek yeniden işlemlenmesine ve bu anıların rahatsızlık düzeyinin azaltılmasına yardımcı olur. Sağ ve sol beden uyarımları göz hareketleri ile bir ışığı veya terapistin parmaklarını takip edilerek gerçekleştirilebileceği gibi, kulağa verilen uyarıcı ses veya titreşim yolu ile de gerçekleştirilebilir. EMDR birçok terapi yaklaşımının içine bir teknik olarak entegre edilebileceği gibi tek başına da terapide kullanılabilen bir yöntemdir.
Günümüzde birçok terapist farklı kuram ve pratiklerden beslenerek eklektik bir yaklaşım tercih etmektedir. Terapist tercihinde bulunurken terapistin aldığı eğitimler ve yaklaşımını incelemek ve kendinize terapiden neler beklediğinizi sormak terapiye dair bir nasıl bir başlangıç yapmak istediğinizi anlamayı kolaylaştırabilir.
Şunu unutmamak gerekir: Terapi oldukça bireysel, kişiye özel bir süreçtir. Bu nedenle tek bir doğru terapi yöntemi bulunmamaktadır. Her terapi yaklaşımının herkese iyi gelmeyebileceği gibi, önemli olan danışan ve terapist arasında bir ilişkinin kurulabilmesi ve bu ilişki çerçevesinde bir çalışma sürdürebilmektir.
Etiketler: psikoterapi türleri, terapi yaklaşımları, bireysel terapi