Terapi İşe Yarar mı?
Özellikle son dönemlerde dizi, film, kitap veya sesli dinletilerde psikoterapinin adını ve hayatımızdaki yerini sıkça duyar olduk. Günden güne yaygınlaşmaya başlayan psikoterapi öncelerinde çok sık duymadığımız duysak bile gizli kapılar ardında herkesten sakladığımız bir destek süreciydi. Şimdilerde ise psikoterapi gittikçe daha çok duyulmaya ve Çoğu kişi tarafından zorlu yaşam konularında çıkmaza girildiği hissedilen ya da iyi giden bir duruma koruyucu bir etken olabilmesi nedeniyle tercih edilen bir yer haline geldi.
Peki Bu Psikoterapi İşe Yarıyor Mu?
Soyut alanda yani düşünce ve duygularımız üzerinde yoğunlukla çalıştığımız bu alanda çoğunlukla somut yani davranışsal alandaki değişimleri nispeten daha sonra keşfederiz. Bu durum da “Terapiye gidiyoruz ama bir şeye yarıyor mu anlamıyorum.” diyebildiğimiz bir duruma bizi yönlendirebiliyor.
Psikoterapinin işleyişini anlamak için işe önce beyni anlamak ile başlayabiliriz.
Beyin yaşamın en erken dönemlerinden bu yana yaşamda gördüğü tüm bilgileri zihnin içine almak ve işlemlemek üzerine çalışır. Buradaki en nihayi hedef tehlikeli olanla olmayanı ayırt ederek hayatta kalma mekanizmalarımızı aktifleştirecek patikalar yaratmaktır. Bu patikalar herhangi bir tehlike karşısında uzun bir yoldan gitmek yerine kestirme yollarla hayatta kalmamızı saplayacak baş etme yöntemlerini aktifleştirir.
Dışarıdan gelen bilgiler yaşamın erken dönemlerinde örtük bellek dediğimiz bazen bilinçdışı kavramıyla da okuyabildiğimiz alana yerleşir. Bu alan kolaylıkla hatırlayamadığımız ama unutmadığımız yaşam bilgilerimiz yer aldığı önemli bir bölgedir. İnsan beynini düşünecek olursak; biyolojisi gereği arkadan öne doğru gelişen yapısı nedeniyle beynin ön tarafında yer alan muhakeme etme, mantık yürütme ve problem çözme becerileri neredeyse ergenliğin sonlarına doğru gelişimini tamamlamaktadır.
Bu demek oluyor ki biz yaşamımızın erken dönemlerinde yaşamla ilgili gelen tüm önemli bilgileri işlemlediğimiz dönemi bilinçdışı alanda muhafaza etsek bile bilinçli olarak hatırlayamıyoruz. Bilinçdışı alan herhangi bir tehlikeden bizi koruduğunda bunu fark etmeden deneyimliyoruz.
Bir seçim yaparken sürekli aynı seçimler etrafından dönüp durmamızın en önemli anlamlarından birisi de işte tam da buradır. Bebek ve çocukken karşılaştığımız tüm bilgileri duygular üzerinden ve hayatta kalma mekanizmamız üzerinden deneyimliyoruz ve bu yetişkin zamanlarımızın en önemli çıkmazlarından biri haline gelebiliyor. Beyin geçmiş ile ilişki kurarak geçmiş öğretilerini aktifleştirir. Böylece doğru sandığımız yanlışlar ilişkisel ve yaşam sorunlarına neden olur. İşte psikoterapi tam bu esnada devreye girer.
Psikoterapide Terapist ve Danışan Arasındaki İlişkinin Önemi
Psikoterapi erken dönemde oluşmaya başlamış hayatta kalmamızı kolaylaştırmak için depoladığı uyum bozucu olan bilgileri keşfetmemize ve şuanki davranışlarımızı anlamlandırmada ve sonra doğru olmayan patikalardan gitmek yerine sağlıklı patikalardan gideceğimiz yeni bir yol yeni bir hikaye yaratmamıza destek olur. Hikaye anlatmanın geçmiş zamanlardan beri hayatımızda olması ile beraber iyileştirici ve destekleyici gücünü inkar edemeyiz. Hikayeleştirdiğimiz olaylar, zorlu duygular ile aramıza bir mesela koyarak olayla başa çıkmamıza destek olur. Tüm bunları yaparken güvenli bir ortamda güvenli bir ilişkide yeniden şekillenebiliriz. İçe doğru yapılan yolculuk ile terapistler danışanlara meselelerin yapı taşlarını keşfettirip altarnetif olabilecek yeni bakış açıları için yardımcı olurlar.
Psikoterapinin Terapist ve danışan arasında kurulan güvenli ilişki ile beraber beyinde gerçekleştirebildiği değişimlerle beraber işe yaradığını söyleyebiliriz.
Psikoterapi ile ilgili bilgi ve randevu almak için bize ulaşabilirsiniz. Güvenli psikolog için Şişli – Nişantaşı’nda bulunan Ousia Psikoloji Psikolojik Danışmanlık Merkezimiz’de ister yüz yüze ister online olarak gerçekleşen terapi sürecinize adım atabilirsiniz.
İstanbul psikoterapi merkezi telefon numaramız: +90 505 783 32 31
İstanbul psikoterapi merkezi mail adresimiz: ousiapsikoloji@gmail.com