Terapistler Genellikle Hangi Yaklaşımları Kullanır?
Terapistler, birey çift ve aile terapisi süreçlerinde çeşitli terapi ekolleriyle çalışmalarını yürütebilmektedir. Terapistlerin hangi ekolle çalıştıkları ise tercihlerine göre belirledikleri eğitim ve süpervizyonlar sonucunda gelişir. Bir terapist birden fazla ekolü kullanabildiği gibi tek bir ekol ile de süreçlerini yönetebilmektedir. Her ekol her kişiye iyi gelir gibi bir durum yoktur. Kişiler kendilerine iyi gelen ekolün işleyişini araştırabilir veya uzmana yaklaşım hakkında sorular sorabilir.
Terapistler Tarafından Sıklıkla Kullanılan Ekoller
Şema Terapi:
Bireyin erken dönem yaşantılarının yetişkinlik dönemine olan yansımalarının keşfini ve değişimini hedefleyen şema terapi, pek çok psikoterapi ve gelişim modelini işlevsel bir şekilde bir araya getiren bütüncül psikoterapi modelidir.
Bütüncül yapı içerisinde; bilişsel, davranışsal, psiko-dinamik, bağlanma ve geştalt modelleri yer almaktadır. İnsanı ve sorunlarını anlamaya ve bu sorunlara çözüm üretmeye çalışırken, çok geniş bir bakış açısı kullanmaktadır.
Psikodinamik Terapi:
Terapistle, ilişki bağlamında gerçekleşen ve gelişimin yeniden etkinleştirildiği bilinçdışı olanı bilinçli hale getirerek, zayıflamış ego işlevini desteklemeyi hedeflemektedir.
EMDR Terapi:
EMDR, acı verici olayı geçmişte yaşanmış bitmiş bir öykü haline getirir der, travma uzmanı Van Der Kolk. ”Geçmiş deneyimlerimizin” bugünümüzü etkilediğini şimdiki deneyimlerimizden yola çıkarak bile söyleyebiliriz.Bazen, olumsuz yaşam deneyimlerimizi “Yamalı bir bohçayı” sırtımızda taşır gibi diğer yaşantılarımıza taşıyabiliyoruz. Öyle ki geçmiş deneyimlerimiz, çoğu zaman gelecek yeni deneyimlerimize bile yön verebiliyor.
Bu demek oluyor ki, biz geçmişin kopuk parçalarını şimdi de eksik ama hala daha canlı bir biçimde hissedebiliyoruz. EMDR’nin ise geçmiş-şimdi-gelecek arasındaki bağı iyileştirmemize ve kendimizi çaresiz çocuktan yetkin yetişkine dönüştürmemize, hikayemizi yeniden yazmamıza önemli katkılar sağladığını söyleyebiliriz.
Terapi de hiç bir teknik ve müdahale geçmişte yaşadığımız anıları silemez. EMDR tekniği anıları silmez, ancak anılara yüklediğimiz anlam ve duyguyu yeniden işleyerek taşıdığımız yükün önüne geçer ve zihnimizin bir yerine yerleştirmeye yardımcı olur.
Bilişsel Davranışçı Terapi:
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) bireylerin günlük yaşamlarında üstesinden gelemedikleri güçlükler ve yaşam problemleri ile karşılaşmaları üzerine problem odaklı ve davranışçı psikolojik danışma kuramından temel alınarak geliştirilmiş bir psikoterapi çeşitidir.
Geçmişte yaşanan olayların bugüne etkilerine odaklanan ve bu etkiler ile nasıl başa çıkılacağını bulmayı amaçlar, bu neden ile güncel sorunlara odaklıdır.
Gottman Çift Terapisi:
lişki terapisinde uzun soluklu araştırma temelli ve geçerli bilimsel kanıtlara dayanan bir yöntem olan ve Julie ve John Gottman tarafından geliştirilen Gottman Çift Terapisi mutlu ilişkilerden edinilen bilimsel bilgi, sorun yaşanan çiftlere aktarılıp uygulanarak, etkili sonuçlar elde edilmesini amaçlamaktadır.
Çiftler ilişki geçmişlerini, ilişki felsefelerini ve terapi hedeflerini terapist ile paylaşır. İlişkinin değerlendirilmesi ile partnerlerin anlaşmazlık içinde olduğu konular belirlenir ve üzerinde çalışılır. Çiftler, araştırma temelli bileşenlerle sağlıklı ilişkilerde bulunan becerileri edinir. İlişkideki ilgi, beğeni ve saygı sistemini destekleyerek çiftleri bir arada tutmak önceliklidir.
İlişkide güveni geliştirmekten, duygusal kopukluğa, çatışmaları ve diğer pişmanlık yaratan durumları onarmaya kadar iyi bir ilişkinin bütün unsurlarını iyileştirmek ve bu alanda beceriler geliştirmek hedeflenir. Çiftlerin, terapinin ardından ilişkileri için gerekli olan araçları ve yöntemleri öğrenmesi sağlanır.
Sistemik Terapi:
Sistemik terapi, bireyler, çiftler ve ailelerle çalışılan bir terapi yöntemidir. Sistemik terapi, aileyi bir sistem olarak görür ve aile içindeki dinamikleri, hiyerarşiyi, rolleri ve iletişim kalıplarını anlamak üzerine odaklanır. Bu bağlamda terapide aile üyeleri arasındaki etkileşimlerin bireylerin davranışlarını nasıl etkilediğine odaklanılır ve sorunların çözümünde aile sistemi içindeki değişimler önemli bir rol oynar.
Sistemik terapi, bireylerin belirli sorunlu davranışları sürdürmelerinin işlevinin sistemin içindeki dengeleri ve ilişkisel dinamikleri korumak olduğunu kabul eder ve aile sisteminde her bir bireyin dönüşümünün tüm sistemin dönüşümüne katkı sağladığına inanır. Bu nedenle sorunlar sadece bireysel düzeyde değil, aile sistemi ve ilişkisel bağlamda ele alınır. Buna ek olarak getirilen sorunlar bireylerin içerisinde bulundukları kültür, toplum, arkadaş çevresi ve iş yaşamı gibi geniş sistemlerin bireyin deneyimine etkisi üzerinden de anlaşılmaya çalışılır. Terapide amaç bireylerin, çiftlerin ya da ailelerin yaşanan kısır döngülerinin hafiflemesi, ilişkilerinin güçlendirilmesi ve işlevsel başa çıkma becerilerinin artırılmasıdır.
Duygu Odaklı Çift Terapisi:
Duygu Odaklı Çift Terapisi’ne göre ilişkilerinde sıkıntı yaşayan çiftler, olumsuz döngülerde sıkışıp kalırlar. Terapistin ilk görevi, çiftlerin olumsuz döngülerini ve bu döngülere sebep olan öfke, korku, çaresizlik ve kırgınlık gibi temel duyguları fark etmelerini sağlamaktır. Bir sonraki aşamada terapist, çiftlerin bu duyguları birbirleriyle açık bir şekilde paylaşmalarına ve işlevsel davranış kalıpları geliştirmelerine yardımcı olur.
Satir Dönüşümsel Sistemik Terapi:
Bireyler, çiftler ve aileler ile çalışılan insancıl, varoluşçu, bütüncül ve yaşantısal bir terapi yöntemidir. Satir modeli, insanların değişme ve büyüme potansiyeline doğuştan sahip olduklarına inanır. Bireylerin, düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını fark etme ve dönüştürme kapasitesi vardır.Terapi sürecinde, bireylere içsel değişimi teşvik etme ve kişisel dönüşümü destekleme fırsatları sağlanır.
Terapinin amacı geçmişte öğrenilmiş, bireylere fayda sağlamış ve onları korumuş olan başa çıkış yöntemlerinin bugünkü geçerliliğini araştırıp, kişilerde içsel ve/ya dışsal dönüşümü desteklemektir. Bunun için içsel kaynaklar keşfedilerek özgüven artırılır, bireylerin kendileri ve ilişkileri için farklı olasılıkları fark ederek seçenekler üretmelerine, sorumluluk almalarına ve ilişkileri içerisindeki iletişimi ve yakınlığı güçlendirmelerine yardımcı olunur.
İçsel Aile Sistemleri Terapisi:
Bireylerin iç dünyalarını keşfetmek ve anlamak için kullanılan bir terapi yöntemidir. Bu modelde, farklı üyelerden oluşan bir aile gibi, bireylerin de iç dünyalarında farklı parçalarından oluşan bir ailenin olduğuna inanılır. Bu parçalar, farklı düşünceler, duygular, inançlar ve içsel süreçlerdir.
Her bir parçanın kendine özgü bir işlevi ve amacı olduğunu düşünürken, amaçsız veya zarar verici olarak görülen davranışların, bu parçaların karşı çıkması veya kontrolünün kaybedilmesi sonucu ortaya çıktığını öne sürer.Terapi sürecinde bu içsel parçalar tanımlanır, isimlendirilir ve anlamlandırılmaya çalışılır. Daha sonra, tanımlanan bu parçalar arasındaki etkileşimlere odaklanılır.Terapide amaç, bu parçaların birbirleri ile olan ilişki döngülerindeki problemlerin fark edilerek bir denge sağlanması ve bireylerin güçlendirilmesidir.
Stratejik Terapi:
Bireyler, çiftler ve ailelerle çalışılan bir terapi yaklaşımıdır. Bireylerin sorunlarını, aile ve sosyal ilişkileri içindeki dinamikler ve etkileşimler bağlamında anlamayı önemser. Terapide, bireylerin sorunlarının aile içindeki etkileşimleri nasıl değiştirebileceği araştırılır.
Sıra dışı ve yaratıcı teknikler kullanılarak bireylerin mevcut durumunu zorlayan ve farklı açılardan bakmalarını sağlayan stratejiler ve görevler önerilebilir.Terapide bireylerin gelişimleri takip edilir ve geri bildirim sağlanır. Terapi sürecinin etkinliğini izlemek, gerekirse yaklaşımı yeniden değerlendirmek ve geliştirmek bu yaklaşım için önemlidir.
Terapistler ihtiyaca uygun olacak şekilde çeşitli terapi ekollerini kullanabilirler.